2 Ekim 2019 tarih ve “Milli Görüş” başlıklı yazımdan sonra birçok soru soruldu ve yorumlar yapıldı.
Bunların hepsini ayrı ayrı değerlendirmekten ziyade toplu olarak böyle bir açıklama yapma ihtiyacı doğdu.
İçinde bulunduğumuz dönemde, gerek iç siyaset açısından gerekse de dış politik gelişmeler açısından ülkemiz oldukça kritik bir sürece girmiş durumdadır. Böyle süreçlerde atılacak adımlar, onlarca yıl boyunca ülkenin her alanını etkiler. Çünkü yanlışlıklar başka yanlışlıklara, doğru adımlar da başka doğru adımlara vesile olur. İşte böyle zamanlarda milletimizin köklü geleneklerinin ne dedikleri veya nasıl pozisyon aldıkları çok büyük önem arz eder. Çünkü onlar birer kutup yıldızı gibi yön ve yol gösterici olurlar. Milli Görüş bu açıdan çok önemli bir geleneğin ifadesidir.
Şimdi böyle bir konjonktürde Sn. Temel Karamollaoğlu’nun önünde üç tane alternatif gözükmektedir.
Birinci alternatif, genel başkan olarak devam etmektir. Ancak yaşının (78) kemâlâtı, ortadaki vahim işlerin halledilmesi için gerekli enerjiyi kendisine bahşetmeyecektir. Örneğin, Allah izin verirse, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerine 82, 2024 yerel seçimlerine 83 yaşında girecek ve ondan sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise 90 yaşından üç yıl eksiği kalmış olacaktır. Allah kendisine hayırlı uzun ömürler versin ancak bu yaşlardaki birinden yüksek performans beklemek haksızlık olur. Aslında Milli Görüş hareketi buna benzer bir süreci Sn. Kutan dönemlerinde yaşamıştır. Erbakan Hocamızın, kendisinden görevi aldığı ve ‘istese dahi veremeyiz’ dediği sırada yaşı 78’e baliğ olmuştu. Allah ona da sıhhat, sağlık ve hayırlı ömürler versin.
İkinci alternatif, halihazırda görev yapan kıymetli ve nispeten genç yaşta olan kardeşlerimizden birine görevi devretmesidir. Bu kardeşlerimizin her biri görevin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinliğe sahiptir. İçlerinden ekran yüzü olanlar da vardır. Yeni ve genç bir yüzün etrafında oluşturulacak strateji ve taktikler neticesinde yapılacak operasyonlar ile Milli Görüş önemli bir sıçrama yapma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelin heba edilmemesi gerekir. Siyasette doğru zamanda doğru adım atmanın önemini anlatmamıza gerek yoktur. Geciktirilen hamlenin faydadan çok zararı olur.
Üçüncü alternatif olarak, hâlihazırda bir teşkilat görevi olmayan lakin milli görüşçü ve maruf bir arkadaşa görevi tevdi etmektir. Böyle bir görev yüksek performans gerektireceği için eğer varsa içinde bulunduğu yükümlülükler ve vazifelerden de ayrılması talep edilmelidir. Bu şekilde gelecek bir genel başkanın geliş stratejisi de iyi çalışılırsa, hareketin bir anda bir toplanma ve toparlanma merkezi haline dönüşmesi işten bile değildir.
Hâsılı, birinci alternatif ile devam edilmesi, ülkemiz ve etrafındaki olumsuz gelişmelerin de devam etmesine seyirci kalınması anlamına gelecektir. Milli Görüş’ün efektif bir eylem koyması fırsatı kaçırılmış olacaktır. Buna mukabil, ikinci veya üçüncü alternatiflerin tercih edilmesi, Milli Görüş’çülerin olumsuz gidişata el koyabileceği anlamına gelecektir. Öncelikle kendi gidişatını düzenleyen Milli Görüş, elbette ülkenin ve bölgenin de makûs gidişatını değiştirebilecektir. Çünkü olay sadece bir hareketin derlenip toparlanması olayı değil aynı zamanda ülkenin ve bölgenin yeniden yapılandırılması olayıdır. Ekonomi ile birlikte ekonomi politiğin de düzeltilmesi olayıdır. Temel bey ve arkadaşlarının olayı bu açıdan ele alarak değerlendireceğini ümit ederim. Temel beyin tecrübe ve müzaheretinde oluşturulacak yeni bir tasarım, Milli Görüş’ün ikinci kırk yılının yapı taşlarını da belirleyecektir. Zamanında yapılmayan hamlenin bedeli ise kaçırılmış bir fırsatın vebali olarak tezahür edecektir.
Bütün bu müzakere ve tavsiyelerden muradım, Erbakan Hocamızın yarım bıraktırılan hikâyesinin tamamına erdirilerek Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’nın kurulmasıdır. Milli Görüş sürecinin tamamına erdirilmesidir.
Gayret hepimizden Tevfik Allah’tandır. Hürmet ve muhabbetlerimle.
Vesselâm
Prof. Dr. Mete Gündoğan
Bu yazılanları okuyunca zihnimde YENİDEN REFAH PARTİSİ ve GENEL BAŞKANI Dr. FATİH ERBAKAN geldi. Vesselam…