Mevcut yapısal sisteme dokunmadan, faizle mücadele edemezsiniz.
Hele hele, faizi ortadan kaldırma iddianız tamamen hayal olur. Çünkü mevcut sistemde parayı hareket ettiren üç tane enstrümanınız vardır. Bunlar; enflasyon, faiz ve dövizdir. Bunlardan hangisini azdırırsanız azdırın, sonuç değişmez.
- Sonuçta ölçüyü ve mizanı bozmuş olursunuz.
- Haksız sermaye transferine sebep olursunuz.
- Mevcut yapıda, bu üç enstrümanın üçünü de aynı anda kontrol de edemezsiniz.
Çünkü, bunlar aynı zaman ekseninin enstrümanları değildirler. Faizi düşürüyoruz diye dövizi azdırmanız netice itibarıyla piyasada aynı olumsuz etkiyi yapar.
Sorun sistemdedir.
O halde ilk yapmanız gereken iş sistemi düzeltmektir. Bunun nasıl yapılacağı konusunu birçok şekilde izah ettik. Sistemi düzeltmeden, algı yöneterek sadece kendinizi inandırmış olursunuz. Toplam borcunuzun yaklaşık 500 milyar dolara eriştiği bir ortamda, dolar sizi ilgilendirmiyormuş gibi yapamazsınız.
- Ülkede işlediğiniz/ürettiğiniz mal ve hizmetlerin doğrudan ya ithalat veya ihracat ile ilgisi vardır.
- Bu tezgâhların düzeni bozulursa, kısa bir müddet sonra üretimden değil paradan para kazanma yoluna gireceklerdir.
- Bunları geçmiş yıllarda yaşadık ve sonuç hüsran oldu.
Kaldı ki Merkez Bankasının faizleri %15’e çekmesi, piyasayı bu oranla fonladığı anlamına gelmiyor. Banka piyasayı %21’lerin üzerinde fonluyor! Ayakta dengede durabilmek için bunu yapmak zorunda.
Bizim iddiamız ise sistemi düzeltirseniz böyle bir zorunluluğun olmayacağı yönündedir. BDDK verilerine göre, çok değil, bundan bir yıl önce bankalardaki toplam mevduatın yaklaşık %65’i TL, %35’i ise döviz olarak tutuluyordu. Bu oran bir yılda tersine döndü. Toplam mevduatın %43’ü TL, %57’si döviz oldu! Göstere göstere dolarizasyon yaşattık. Bu mevduatın büyük bir kısmı da bir avuç rantiyecinin elinde! Onlar sizin ne yapmak istediğinizi çoktan anlayıp pozisyon almışlar. Son 10 günde bunlara haksız bir şekilde %15 kazanç transfer ettiniz.
Politika faizi bunların kazanç hikâyesi oldu!
23 Eylül 2021 PPK kararları ile TL serbest düşüşe bırakıldı. TÜFE ile Merkez Bankası politika faizi arasındaki makas gittikçe açıldı. Bu durum elinde döviz tutanların yattıkları yerden haksız kazanç temin etmesinden başka bir işe yaramadı ve yaramayacaktır.
Bir an önce sistemi düzeltme çalışmaları yapmadığınız müddetçe orta direk diye tabir ettiğimiz büyük halk kitlelerinin elindeki servet, bir avuç rantiyeci elitin arasında dolaşan devlet olacak.
Halkımız fakirleşip köleleşecek.
Büyük özverilerle gerçekleşen son yirmi yıllık kazanımlar mevcut sistemdeki mekanizmalar ile zenginlerin kasasına kesesine transfer edilmiş olacak. Zenginler daha zengin fakirler ise daha da fakir olacak. Yazıktır günahtır.
Allah, ölçüyü adaletle ikame edin ve mizanı bozmayın (eksiltmeyin, hasarlı hale getirmeyin) diyor. Mevcut sistem, ölçüyü de adaleti de mizanı da işte bu üç enstrüman ile bozuyor; faiz, enflasyon ve devalüasyon.
Netice olarak, cari sistem düzeltilmeden, biz bu şekilde hareket edilerek faizlerin ortadan kaldırılacağına inananlardan değiliz. Sistemin yeniden yapılandırılması gerekiyor, sistemin. Devlet hepimizin devleti, ülke hepimizin mülküdür. Kendimize zarar vermeyelim.
Son finansal gelişmelere ilişkin görüşlerimi kamuoyuna arz ederim.
Vesselam
Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN
Bir yanıt bırakın