Paradigma Değişimi Şart
Günümüz Türkçesinde oldukça sık kullanılan “paradigma” ifadesi bireyin algılama, yorumlama ve bilme süreçleriyle ilgili tüm etkenlerin yarattığı örgütlü ve dinamik bir düşünsel sistemdir. Kısaca algı düzeneği de denilebilir.
Yerleşik eğitim, genellikle paradigmanın bir parçasıdır. Keza, akademik çalışmaların bir kısmını da buna dahil edebiliriz. Dolayısıyla “eğitilmiş”, “öğretilmiş” insanlardan paradigma değiştirmesi beklenemez. Paradigmayı pekiştirmesi beklenilebilir. Cari paradigma bu yapısı ile kendisini besler durur.
Eğer cari paradigma doğru temeller üzerine oturtulduysa, her alanda toplumsal ilerleme çok hızlı olur. Eğer düşünsel düzen yanlış temeller üzerine oturtulduysa bir yerde paradigma çıkmaza girer. Paradigma felci yaşanır. Yani, sorunlara çözüm üretemez hale gelirsiniz. Ama hala aynı paradigma ile savunma yapmaya çalışırsınız.
Türkçemizde paradigmayı ictihad olarak tanımlayanlar da var. İsabetli bir kelime. İctihad, Arapça CeHeDe kökünden geliyor. Meşakkatli, külfetli, zor bir işi ortaya koyabilmek için var gücüyle çalışmak demektir. Cihad, mücahid hep aynı kökten kelimelerdir. Bu bize paradigma oluşturma ya da paradigma dışına çıkmanın ne kadar zor olduğunu ifade etmesi açısından önemlidir.
2011 yılını bitiriyoruz. Geriye dönüp baktığımızda sorunların kartopu gibi büyüdüğünü görüyoruz. Her şey açıkça konuşuluyor ama yine de bir çözüme ulaşılamıyor. Aynı şeyler defalarca tartışılıyor. Sonuç yok. Sorunlar ise bizleri yutmak üzere.
İşte tam böyle zamanlarda paradigma değişikliği gereklidir. Mecvut paradigma ile sorunlar çözülemiyorsa yeni bir paradigmaya geçilmesi gerekiyor. Tabi ki bu bir devrim demektir. Ancak o kadar da kolay değildir. İctihad kelimesinden esinlenerek söylüyorum, paradigma değiştirmek için alenen bir cihad gerekiyor. Mevcut paradigmayı zihinlerde aşmak zor ama mevcut problemleri bu paradigma ile aşmak imkansız. O halde, kınayanın kınamasına aldırmadan paradigma değişimine girişilmesi gerekmektedir. Sonunda nasıl olsa bunların hepsi değişecek. Çünkü, yok olacaklar. Yepyeni bir dönem başlayacak.
Paradigma değişimine yönelik, detaya girmeden birkaç müşahhas örnek vermek istiyorum. Örnekler tam olarak oturmayabilir ancak maksadımızı ifade etmeleri açısından yinede yazıyorum.
Ekonomi
Ekonomide, kaynakları kısıtlı arzu ve istekleri kısıtsız kabul eden paradigma çöktü. Bunun üzerine kurgulanan bütün ekonomi tanımlarının ve hesaplarının değişmesi gerekiyor. Mevcut tanımlamalar ve eğitim hiç kimseyi tatmin etmiyor. Sorunları çözmüyor. Artık Harward gibi dünyanın en önemli üniversitelerindeki profesörler bile mevcut teorileri anlatmada çok zorlanıyorlar. Öğrenciler mevcut saçmalıkları dinlemek istemiyor. Yeni paradigmalar konuşulmaya tartışılmaya başlandı.
Finans
Dünya finans sitemi çöktü. 70 trilyon dolarlık refahın karşısında nasıl oldu da 760 trilyon dolarlık finans kapital oluştu? Bunun cevabını kimse veremiyor. Vermek istemiyor. Ama sistem de yürümüyor. Borca Dayalı Para Sistemi (BDPS) değişecek. Yeni paradigma oluşacak. Bu yeni bir paylaşım ve belki de savaş demektir. Herkes ayağını denk alsın.
Resmi İdeolojiler
Siber alemin inanılmaz hızlara ulaştığı günümüzde bir bilginin internet üzerinden bütün dünyaya yayılma hızı 8 dakika. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde bir olay olsa, o olay 8 dakika içinde bütün dünyanın gündemine oturur. Hiçbirşey gizli kalmaz. Siz kapalı kapılar ardında kendi kendinize yalan ve yanlışlar üzerine kurgulanmış bir ideoloji oluşturamazsınız. Sekiz dakikada yıkılır. İşte bugün, resmi ideolojinin yıllarca oluşturduğu birçok kurgunun bir anda yıkıldığı gibi. Oluşturulması kümülatif olarak çok zaman aldı ama yıkılması bir yaprağın kaldırılması ile tamamlanıverdi.
Tedhiş Eylemleri
Sınır diye bir şey çizmişsiniz ve bunun ötesine gitmekten ödünüz kopuyor. Aslında sınırı zihninize kazımışsınız onu geçemiyorsunuz. Tedhiş, nereden gelirse gelsin orayı kurutacağım deyip geniş bir alanı güvenlik altına alamıyorsunuz. Suya bir çizgi çekmişsiniz, berisini temizlerim ama ötesi beni ilgilendirmez diyorsunuz. Oradan su kirlenirse bütün su kirlenmiş olmuyor mu?
Yoo, paradigma dışına çıkamazsınız.
Önce Ahlak ve Maneviyat
Kadına şiddeti, tecavüzü, haksızlığı her platformda gündeme getiriyorsunuz. Kadınları koruması için polis talep ediyorsunuz, ama polis sayısı artınca da polis devleti olduk diye şikayet ediyorsunuz. Ancak unuttuğumuz şey, bu noktaya mevcut paradigma ile ulaştığımızdır. Bu nokta bu paradigmanın eseridir. Şimdi bu eserden korkuyorsunuz. Daha fazla polis talep edeceğinize, ahlaki ve manevi değerlerin benimsenmesi yolunda çalışmaları talep etseniz, herkesin gönlüne Allah korkusunun yerleştirilmesini talep etseniz daha isabetli olmaz mı? Ama hayır, paradigma dışına çıkamıyorsunuz. Mevcut paradigma ise gün be gün toplumu bitiriyor.
2011 bitti. Göreceksiniz 2012 paradigma dışı eylemlerin başladığı bir yıl olacak. Çok güvendiğiniz makamlar, zihinler ve ekoller hep paradigma dışına çıkacak. Belki çok şaşıracaksınız, çok şaşıracağız ama başka çareleri de yok.
Bir bakıma da mutluyuz. Bizim için güzel bir çözüm var. Öze dönmek. Özümüze dönmek. Tarihte bizi biz yapan değerlere yeniden sarılmak. Kendi paradigmamızı yeniden oluşturmak. Hayatımızı ve her şeyi yeniden anlamlandırmak. Kendimizi yeniden konumlandırmak.
Korkmaya gerek yok.
Her zorlukla muhakkak birçok kolaylık vardır ve her şey olacağına varır.
…
Selam ve Sevgilerimle
Bir yanıt bırakın