Ciddi su sıkıntısı çekeceğiz…
12 yıl önce bir makalem de ifade etmiştim, ciddi su sıkıntısı çekeceğimizi… Barajlardaki su seviyesi çok düşük seviyelerde…
Maalesef insanlarımızın suyu israf ederek kullanıyor. Belediyeler de her şey için aynı kalitede yani içilebilecek kalitede su tedarik etmenin derdindeler.
Halbuki yapılması gereken iş, yeme-içme için kullanılan su ile “diğer” ihtiyaçlar için kullanılan suyu ayırmaktır.
adece yeme-içme için kullanılmak üzere ayrı bir sistem kurulmalıdır. Örneğin her evin mutfağına, standartları belirlenmiş “Mavi Boru”lar döşenebilir.
Sistemin oluşturulmasına değin de geçici olarak her sokağa bir “Mavi İstasyon” kurup insanların bu istasyondan su almalarını temin edebilirsiniz.
…
12 yıl önce (16 Kasım 2008) de yazdığım makalemi tekrar sizlerle paylaşmak istiyorum…
Son sıralarda sıkça bahsettiğim iki tehlikeden biri küresel finansal kriz, diğeri de küresel iklim değişikliğidir. Bugün ikincisine ilişkin yardımcı bir proje teklif etmek istiyorum.
Son sıralarda kışlar çok ılıman ve yağışsız geçiyor. Bu demektir ki yakın bir zamanda ciddi su sıkıntısı çekeceğiz. Halihazırda barajlardaki su seviyesi de çok düşüktür. Su savaşları senaryosu da sık sık gündeme getirilmektedir.
Diğer yandan maalesef insanlarımızın suyu nasıl israf içerisinde kullandıklarına da her an şahit oluyoruz. İnsanlarımızı bilinçlendirecek eğitim programlarının acilen yapılması şarttır.
Ancak bütün bunların yanı sıra, mevcut kurulu alt yapı da suyu israf etmeye yönelik oluşturulmuş durumdadır. Örneğin, evimize gelen suyu düşünelim. Bu suyu, yemek içmek için kullanıyoruz, tuvalette kullanıyoruz, her türlü temizlikte kullanıyoruz, bahçe/cadde sularken kullanıyoruz, araba yıkarken kullanıyoruz…
Belediyeler de, bütün bunlar için aynı kalitede yani içilebilecek kalitede su tedarik etmenin derdindedir.
Halbuki artık yapılması gereken iş, yemek içmek için kullanılan su ile “diğer” ihtiyaçlar için kullanılan suyu ayrı sistemler ile evlere ulaştırmaktır.
Sadece yemek içmek için kullanılmak üzere ayrı bir arıtma, depolama, nakliye ve dağıtım sistemi kurulmalıdır. Örneğin her evin mutfağına, standartları belirlenmiş “mavi boru”lar döşenebilir. Yeni yapılmakta olan evlere de mavi boru hattı şart koşulur.
Bu mavi boru ile gelen su, yemek içmek için kullanılır ve belediyeler bu mavi borudan akacak suyun asla kesilmemesi için de her türlü tedbiri alırlar. Mevcut borulardan da “diğer” kullanıma yönelik su akar. Mavi borudan akacak su ile, diğer kullanımlık su arasında da uygun bir fiyat farkı olur.
Mavi borudan akacak suyun niteliği yeme içme için uygun iken, diğer borudan akacak suyun sadece temiz olması yeterli olur. Hatta çok sıkışıldığı takdirde “diğer” borudan akacak suya belli oranlarda deniz suyu bile katılabilir. Çok katlı bir apartmanı düşünün. Eğer “diğer” kullanımlık su bulunamazsa, tuvaletleri bile kullanamaz hale gelirsiniz. Bu da birçok sıkıntının ve hastalığın davetçisi olur. Ancak mevcut durumda, içilebilecek kalitedeki suyu buralarda “israf” etmekteyiz. Bu ise haramdır. Hatta, “diğer su”, makul bir arıtma ile de defalarca sisteme verilerek kullanılabilir.
Mevcut teknik ve teknolojik imkânlar ile belediyelerin bu altyapıyı oluşturmaları çok kısa zamanda mümkündür.
Mavi boru hatları yeni ve yüksek hijyenik standartlarda olabilecektir. Bu durum belediyelerin hizmetlerini de çok rahatlatıcı bir durumdur. Milyonlarca metreküp yeme içme kalitesinde su arayacağına, çok çok daha az miktarda suyu çok kaliteli olarak tedarik edebilecektir. Fiyat farkı ile de kullanımı kontrollü olarak yönetebilecektir.
Yeme içmede kullanılan su, diğer kullanımlık suyun yaklaşık yüzde biridir. Diğer bir ifade ile, şehirlere bugün için tedarik etmeye çalıştığınız suyun 100’de birini çok daha güvenli ve hijyenik bir şekilde tedarik edeceksiniz. Dahası, mevcut “susuzluk” halinin onlarca yıl süreceği artık biliniyor. 25-30 sene içerisinde su savaşlarının da başlayacağı öngörülüyor. Dolayısıyla, kısa dönemli maliyetlere bakarak bu projeden kaçınmak uzun dönemli olarak ülkemizi ve milletimizi riske atmak demektir.
Neticede, bütün belediyelerin bir an önce bu projeyi başlatmaları gerekir. Hatta, Mavi Boru Projesi bir kanun ile zorunlu hale de getirilmelidir. Çünkü bu konu, siyasi malzeme konusu yapılacak bir şey değildir. Bütün milletin geleceği ile ilgili bir konudur. Ne geciktirmeye gelir ne de hafife almaya.
Bu projeyi bir anda uygulamak mümkün olmayabilir.
Sistemin oluşturulmasında geçici olarak her evin mutfağına mavi boru döşeyemez iseniz de her sokağa yüz metrede bir bir “mavi istasyon” kurup insanların kontörlü kartlar ile kendi evlerine bu istasyondaki mavi borudan su alıp taşımalarını sağlayabilirsiniz. Yeter ki yapmayı isteyin. Her zorlukla çok kolaylıklar vardır.
Bütün yetkilileri Mavi Boru Projesini uygulamaya davet ediyorum.
Selam ve Sevgilerimle…
Prof. Dr. Mete Gündoğan
Bir yanıt bırakın