Bayramlık…

Bu Ramazan bayramında Batı Karadeniz’den İç Anadolu’ya kadar epey bir yer gezdim. Yemyeşilliklerden çıplak bozkırlara kadar ilginç coğrafyalar ve insanlarla etkileşme imkanımız oldu. Kimi eski tanış dostlar kimileri ile de yeni tanış olduk. Duruma göre birçok mevzuya girdik.

Sohbetleştik.
Bunlardan edindiğim birkaç izlenimimi gruplar halinde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ortak olarak işittiğim söylemler;
– Devlet diye bir şey kalmadı.
– Adalet yok.
– Ekonomide daha da kötü günler gelecek.
– Üretimi bitirdiler.
– …

Tabi, herkesin kendine göre gerekçeleri var.
Ama bu şikayet cümleleri ortak gibi. Siyasetin bunlara çözüm üretemediğine inanıyorlar. Siyasi kurumlara güven azalmış.

İkinci grupta yeni oluşumlar var.
Kim parti kuruyor. Kim tutar kim tutmaz konuşuluyor. Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Abdullah Gül vb isimler takip ediliyor.

Dikkatimi çeken nokta ise bu hareketlenmelerin hepsinin AK Parti orijinli olması oldu. AK Parti bir ve bütün olma ve sorunlara çözüm üretme kabiliyetini yitirmeye başlamış sanki. Çünkü ümit olmaktan çıkmış.

Üçüncü grup; Ekrem İmamoğlu ve yürüyüşü.
Her yerden ve her kesimden takip ediliyor. Onun yumuşak üslubunu millet çok sevmiş anlaşılan. Kazanırsa hakkını aldığına inanacak. Kaybederse, hakkının gaspedildiğine inanacak. İlginç bir durum.

İmamoğlu İBB’ni kazansa da kaybetse de halkın sempatisini kazanmış gözüküyor. Yeni bir siyasi yıldız doğmuş sanki.

Dördüncü grup,
Siyasetin ayrıştırıcı ve dışlayıcı üslubu tabanda karşılık bulmamış. Millet siyasilerin saldırgan tavırlarını ‘işin eğlencelik kısmı’ olarak görüyor. Pek de ciddiye almıyor. Sanırım en iyi olanı da bu.

Beşinci grup,
Millet Doğu Akdeniz’deki gelişmelerden tedirgin. S-400’lerin mutlaka alınmasını istiyor. Hiçbir ülkeye güvenmiyor. Savaş olacak ama bakalım ne zaman diyor!

Son olarak, bizi biraz olsun takip edenler MÜSADERE KANUNU konusunda daha detaylı sorular sordular. Hemen hemen hepsi, “bizde eskiden böyle bir kanunun var olduğunu bilmiyorduk” diyorlar.
Buna benzer bir kanunun mutlaka var olması gerektiğine inanıyorlar.

Herkes kendi çapında ‘bal tutan parmağı’ anlatıyor, eleştiriyor.

Benim kısa zamanda halkın arasında dolaşırken edindiğim izlenimler bunlar.

Bir hüküm vermeye yetmezse de bir fikir verme açısından yeterli olur kanaatindeyim.

Vesselâm.
Prof. Dr. Mete GÜNDOĞAN

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.